2014 Orhan Doğan Barış Ödülü Eren Keskin’e

2014 Orhan Doğan Barış Ödülü Eren Keskin’e

Türkiye Barış Meclisi’nin düzenlediği Orhan Doğan Barış Ödülü’ne bu sene insan hakları savunucusu ve avukat Eren Keskin layık görüldü. Keskin, ödülünü Ermeni kadın yazar Zabel Yesayan ve Paris’te bir suikast sonucu hayatını kaybeden Kürt kadın devrimci Sakine Cansız’a adadı.

Türkiye Barış Meclisi’nin (Meclisa Aşitîye) 2013 yılından beri düzenlediği 'Orhan Doğan Barış Ödülü', Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen görkemli bir törenle sahibini buldu. DBP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Meral Bektaş, Lami Özgen, Pervin Buldan gibi birçok siyasetçi ve gazetecinin hazır bulunduğu törende bu sene Orhan Doğan Barış ödülüne İnsan Hakları Savunucusu Avukat Eren Keskin layık görüldü.

ÇÖZÜM İÇİN SOMUT ADIMLAR ATMA ZAMANI GELDİ VE GEÇTİ!

Sanatçı Jülide Kural’ın sunuculuk yaptığı törende ilk konuşmayı Türkiye Barış Meclisi sözcüsü Hakan Tahmaz aldı. Türkiye’de barış arayışlarının IŞİD saldırıları altında işlediğini belirten Tahmaz, küresel güçlerin beslediği IŞİD çetelerin Ezidî halkını soykırımdan geçirirken, Kürt halkını katlettiğini hatırlattı. Bugün Kobanê’deki saldırılara kimsenin sessiz kalmaması gerektiğini altını çizen Tahmaz, “ Bu saldırıları kim ki sessiz kalıyorsa vicdani körelmiştir demektir” diye konuştu. Çözüm sürecinin artık demokratik müzakere dönemine geçme zamanının geldiğini hatırlatan Tahmaz, barış için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Kürtçe okulların mühürlenmesi, Kobanê’de yaşananların barış önünde engel olduğunu vurgulayan Tahmaz, barış için acilen atılması gereken adımları şöyle sıraladı: “Çözüm Süreci için çıkarılan ‘Demokratik Adımları Güçlendirme Yasa’nın gerekleri yerine getirilmeli. Sayın Öcalan’ın müzakere koşulları iyileştirilmeli. ‘Üçüncü göz’ dediğimiz, çözüm sürecini izleyecek bir komisyon oluşturulmalı.” AKP hükümetinin IŞİD saldırılarını masaya yatırması gerektiğini de kaydeden Tahmaz, “ Bazı Kürtlerle barış olurken, diğerleriyle savaş olmaz” dedi.

Hakan Tahmaz’dan sonra sahneye 1990’ların başından itibaren savaş karşıtı hareketin içinde yer alan, Hırvatistan başta olmak üzere Balkan halkları için bir barış figürü olan Profesör Zarko Puhovski çağırıldı. Toplumların barış için, savaşa nazaran çok daha karmaşık bir mücadele vermesi gerektiğine belirten Puhovski, sözlerini şöyle sürdürdü: “Süper güçlerin ya da galip tarafın dışında kalan uluslar veya Kürtler gibi kendi devletlerini kurma şansı verilmemiş olanlar çağdaş dünyada bugün belki yeni bir başlangıç için daha az imtiyazlı olan barışı kullanmaya başlayabilir. Ve gerçekçi olmak gerekirse, devleti olmayan bir ulus içinde bir yurttaşlık hareketinden daha zor bir mücadele yok. Bu nedenle Kürt halk hareketi, yeni sonuçlar elde etmek için çıktığı bu yeni yolda siyasal olarak Irak gibi görünse de, ahlaki olarak oldukça yakın bir şans ile karşı karşıya. Bugünkü tören de böylesi sembolik bir fırsata işaret ediyor. Savaşın sembolizmini barışınkiyle değiştirerek ahlakı, savaş, şiddet, kavga ile ilişkilendiren geleneği değiştirmiş oluyoruz”

KESKİN ÖDÜLÜ YESAYAN VE CANSIZ’A ADADI

Orhan Doğan’ın anısına video gösterimin yapıldığı törende 2014 yılının Orhan Doğan Barış ödülünün İnsan Hakları Savunucu Avukat Eren Keskin layık görüldü. Ödülünü Dünya Felsefe Federasyonu eski Başkanı Prof. İoanna Kuçuradi’nin elinden alan Eren Keskin, siyasi hayatını barış mücadelesine adamış olan Orhan Doğan adına verilen bir ödülü almanın kendisine verilecek en güzel ödül olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Bize bu coğrafyada çok yalanlar söylendi. 1915 Soykırımının üzerinde kurulmuş bir devlete ‘devrim’ dendi. Ve solcusuyla, sağcısıyla egemenimize benzedik. Bunu aşmaya çalışanlar da oldu; bunlardan biri olan Orhan Doğan bu yolda büyük bedeller ödedi. Bu ödülü iki kadına adıyorum: biri, Soykırım mağduru bir halkın yazarı Zabel Yesayan. Diğeriyse Kürt halkının barışa ulaşması için çalışmış olan Sakine Cansız. Coğrafyamızda bize dayatılan savaş halen devam ediyor. Mücadeleye devam.”